Radyo Koyu Turk Fm

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Gökçe Fırat Alçaklığın ulusal tarihi

    *REiS*
    *REiS*
    Kurucu Üye


    Kurucu Üye



    Mesaj Sayısı : 709
    Kayıt tarihi : 01/12/09

    Gökçe Fırat Alçaklığın ulusal tarihi Empty Gökçe Fırat Alçaklığın ulusal tarihi

    Mesaj  *REiS* Çarş. Ara. 02, 2009 9:53 pm

    Gökçe Fırat

    Alçaklığın ulusal tarihi




    İşgal altındayız

    PKK’lı terörist grubunun Türkiye’ye girişi sizce ne anlama geliyor? Tek bir anlamı var bunun:Türkiye artık işgal altındaki bir ülkedir!
    Düşman “birliği” ülkeye girmiş, törenlerle karşılanmış, davul zurna çalınmıştır.
    Kurtuluş Savaşı öncesinde Yunan askerlerini davul zurnayla karşılamak ne anlama geliyorsa, bugün PKK’lı teröristleri karşılamak da aynıdır.
    Dün Osmanlı Padişahı, Osmanlı Genel Kurmay Başkanı, Osmanlı Başbakanı’nın yaptığı acizlik değil alçaklıktı.
    Bugünkü muadilleri ise yaptıklarına “demokratik açılım” diyor!
    “Barış” diyor!
    Oldu olacak dağdan indirdiğiniz “kınalı kuzularınızı” evinize alın.
    Evinize almakla yetinmeyin yatak odanıza alın.
    Yatağınıza alın.
    Alın ve rahatlatın yavrucakları.
    Hep şehit aileleri mi fedakârlık yapacak!
    Onlar oğul acısı çeksin, gözyaşı döksün bağrına taş bassın ama yine de “vatan için canım feda” desin. Siz de dönün onlara şimdi “boşverin, unutun” deyin...
    Biraz da sizin kadınlarınız barış fedakârlığı yapsın.
    Yapsın ve rahatlatsın barış elçilerinizi!
    Açılımı onlar tamamlasın!
    İzlemek de alçaklık
    Ne yapmış peki bu dağdan inenler?
    Niye çıkmışlar dağa ve neden inmişler?
    Terör örgütü istediği için dağa çıkmışlar ve yine terör örgütü istediği için inmişler!
    Çıkışları da terör suçu, inişleri de yani.
    Peki neden serbest bırakıldılar?
    Çünkü artık devlet teröre teslim olmuş.
    Devlet için asker değil terörist daha değerli olmuş.
    Devlet kendi halkına sırtını dönmüş, kendi askerine sırtını dönmüş, şehidine sırtını dönmüş ve ülkede büyük bir utanmazlıkla teröristlerin havai fişekli gösterisi izleniyor.
    Bu gösteriyi düzenlemek alçaklıktır ama izlemek de o kadar alçaklıktır.
    Farkında değiliz belki ama yurdumuza bir işgal gücünün elini kolunu sallayarak girişini izleyerek işgale ortak oluyoruz.
    İşbirlikçi oluyoruz.
    Alçalıyoruz.
    Alçaklaşıyoruz.
    Namussuzlaşıyoruz.
    Vahdettin’lerden, Ali Kemal’lerden bir farkımız kalmıyor.
    Ve daha da acısı, bunu kimse barış için yapmıyor, herkesin tek derdi var, rahatının bozulmaması.
    Kimse yarınını düşünmüyor, yalnızca bugününün derdinde.
    Yarın öbür gün bu ülkenin gelecek kuşakları dönüp anne babalarına soracaklar;
    “Baba bu düşman kuvvetleri ülkeye girerken sen ne yapıyordun?”
    Ne cevap verecek anneler, babalar...
    İşime gidiyordum...
    Marketten sana süt alıyordum...
    Televizyon izliyordum!
    Bir Kurtuluş Savaşı’nın kahraman insanına bakın, bebeğini değil top mermisini bataniyeye saran insanımızı...
    Bir de şimdiki insanımızı...
    Sahi neden böyle bozulduk biz?
    Neden bu kadar vatansızlaştık, bu kadar alçaklaştık.
    Farkında mıyız; alçaklığın ulusal tarihini yazıyoruz şu anda ve gelecek nesillere bunu miras bırakacağız.
    Neden sessiziz böyle?
    Sessiziz çünkü o teröristler bizim evladımızı öldürmedi.
    Bu kadar basit!
    Bu ülkenin 6 bin asker şehidi var, demek ki yakın aile ve akrabaları ile en fazla 600 bin kişi eder canı yanan.
    70 milyonumuzdan gerçekten ama gerçekten canı yanan bu kadar.
    Boşuna dememişler “ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” diye.
    Evet, biz geri kalanlar, hayatta kalanlar ve onların aileleri yalandan ağlıyoruz.
    Şu Cem Gariboğlu’na bile ulus olarak daha fazla tepki gösterdik PKK’dan!
    Cem bir cinayet işlemiş tamam ama diğer tarafta bir cinayet şebekesi var, bir terör örgütü var ve onlar elleri kolları serbest gezecekler aramızda.
    Ama onları linç etmeye kalkan olmayacak.
    Oysa birimizin yakınını, oğlunu, kızını öldüren bir katil gördük mü, hemen adliye önünde saldırıyoruz nasıl da.
    Çünkü canımız yanıyor.
    Ama vatanımız ve şehitlerimiz için yanmıyor o kadar da.
    Ateş düştüğü ocağı yakıyor kalan ocaklar yaşamaya aynen devam ediyor.
    Senin karına, kızına tecavüz etselerdi de affedecek miydin?
    Şimdi bu teröristlere “eve dönün” çağrısı yapan yetkili ağızlara, onları serbest bırakanlara bir soru soralım.
    Mesela okul çağında bir kızınız var.
    Okulda da bir uyuşturucu çetesi.
    Bu çete kızınızı uyuşturucuya alıştırmış ve tecavüz etmiş.
    N’apardınız bu çete üyelerini?
    “Daha fazla uyuşturucu satmasınlar, bu işten vazgeçsinler” der serbest bırakır mıydınız?
    Evet çok basit: Kızınıza tecavüz edenleri “barış için” serbest bırakır mıydınız?
    Evet diyorsanız biz susalım ve sineye çekelim.
    Ama biliyorsunuz evet değil cevabınız.
    Bu teröristler başkalarının oğullarını öldürdü, sizin değil!
    Başkalarının hemşire, doktor, öğretmen kızlarnı öldürdü; sizin değil!
    Başka aileleri parçaladı, sizinkini değil!
    Bu Türkiye sizin vatanınız değil diye belki ülkenin bölünmesi umrunuzda değil, bu ülke bölününce de o PKK’lılarla birlikte göbek atarsınız belki.
    Biliyoruz, tanıyoruz sizi.
    Hepinizi.
    Ama başkalarının oğullarının katillerini siz affedemezsiniz!
    Böyle bir hukuki yetkiniz yok.
    Katili serbest bırakan da katil kadar suçludur ve aynı cezaya çarptırılır.
    Ama hukuğu ele geçirdik diyorsanız, bilin ki hukuk rafa kalktıysa, cezanızı millet kendisi verir.
    Sen hazmedeceksin
    Hazmet diyor bir de hazmet!
    Neyi hazmedeceğiz?
    Oğlumuzun katillerinin serbest bırakılmasını mı?
    Hazmet diyen hazret cevaplasana:
    Senin oğlunu öldürselerdi n’apardın?
    Vatanımıza değil de senin karına, kızına tecavüz etseydi bu köpek sürüsü, yine affeder miydin?
    “Hepiniz inin dağdan” der miydin?
    Söyle hazmeder miydin?
    Sindire sindire mi hazmederdin, birden mi hazmederdin!
    Herkes oyunu bıraksın.
    En namussuz devirlerin bile bir namus düzeyi olmalıdır!
    Kabullenme o zaman
    Bir ülkede ordunun başkanı bunu seyredebilir mi?
    Sen ki sınırları korumakla görevli bir yasal kuruluşsun.
    Sınırdan PKK’lı geçerken onu durdurmak senin görevin değil mi?
    Gümrük görevlilerinin işi mi bu, senin mi?
    Teröristi gördüğün yerde onu yakalamak sana kanunla verilmiş görev değil mi?
    Neden görevini yapmıyorsun?
    Bir de açıklama yapıyorsunuz, “bu olay kabullenilemez” diye!
    Kabullenme o zaman!
    Hem kabullen, sus, seyret; hem de açıklama yap “kabullenilemez” diye!
    O kadar basit mi sizin için?
    Ne yüzle o sınıra asker dikeceksiniz bundan sonra söylesenize?
    Siz niçin varsınız, bu millet sizi neden besliyor sorsanıza kendinize!
    İsyanın ve cesaretin saati yakın
    Sonuçta bugünler uzun sürmeyecek.
    Bir yıl göbek atarsınız, iki yıl atarsınız.
    Sonra AKP gidecek.
    Amerika da pılını pırtını toplayıp Kuzey Irak’tan gidecek.
    O zaman göbek atamayacaksınız.
    O zaman işgal ettiğiniz mahallelerimizde rahat uyuyamayacaksınız.
    O zaman Mersin’de, İzmir’de, İstanbul’da, Musul’da, Kerkük’te, Erbil’de saklanacak delik arayacaksınız.
    Dağdaki köpekleriniz de sizi kurtaramayacak.
    Sahi ne yapacaksınız?
    Bu toprakların da bayram günü gelecek.
    Türk de uyanacak ve ayağa kalkacak.
    Kalkacak ve bu açılımı kapatacak.
    Fatih nasıl İstanbul’u alıp bir çağı kapattıysa.
    ****** nasıl emperyalizmi yenerek yeni bir çağ açtıysa.
    Bu toprakların kurtuluşu da yakın.
    Her alçaklık koynunda bir isyan besler.
    Her korkaklık içinde bir cesaret gizler.
    Günü geldiğinde alçaklık ve korkaklık saati biter; isyanın ve cesaretin günleri başlar.
    Tarihi alçaklar değil Türkler yazar...

      Forum Saati Paz Eyl. 29, 2024 5:31 am