HER TAŞIN ALTINDAN AMERİKA ÇIKIYOR.
TÜRKİYE’YE GELEN RABİYA KADİR YASEMİN ÇONGAR’IN EVİNDE Mİ KALACAK?
Taraf gazetesinin Çin’deki olaylara ilişkin olarak ne denli “Türkçü” bir tavır takındığının farkında mısınız?
Kendi ülkesinde “Türklüğü’nden utanan” bir gazete, konu Uygur Türkleri olunca neden birden Türkçü kesiliyor?
İnsan haklarına saygısından mı?
Yoksa, Soros’un Açık Radyo’su (Radio Free Europe) da Kızıl Çin’e karşı Uygur Türkleri’ni desteklediği için mi?
Tunca Arslan konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı kaleme almış. Bana yalnızca, basınımızın her nedense aktarmaya değer bulmadığı bazı ilginç noktaları not etmek düşüyor.
*“Uygur Türkleri’nin anası” olarak tanıdığımız ve Türkiye vizesi vermeye hazırlandığımız Rabiya Kadir, kendi deyişiyle “Kültür Devrimi’nden sonra Uygur Türkleri’ne tanınan fırsatlarla” çamaşırcılıktan Çin’in en zengin yedinci kişisi durumuna gelmiş. (AlterNet ropörtajı, Richard Gale ve Gary Null, 24 Haziran 2009)
*Çin Komünist Partisi Ulusal Kongresi’ne yüksek rütbeli bir üye olarak kabul edilmiş. Uygur Türkleri Ulusal Kongre’de görev alabiliyor. *Kadir, Ulusal Kongre üyesiyken, Amerikan yetkililerine gizli belgeler vermekle suçlanıyor ve devlet sırlarını ifşa etmek suçundan 8 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. 6 yıl sonra salıveriliyor ve ABD’ye sığınıyor.
*Kadir, Amerika’da Uygur-Amerikan Derneği’nin ve Çin’in Urumki olaylarının arkasında olmakla suçladığı Dünya Uygur Kongresi’nin başkanlığına geliyor.
*Uygur-Amerikan Derneği ile Dünya Uygur Kongresi’nin en önemli mali destekçisi neo-con National Endowment for Democracy. NED geçtiğimiz yıl içinde bu iki kuruma 550.000$ yardımda bulunmuş. (Washington Post, David Montgomery, 9.7.2009)
* Rabiya Kadir’in eşi Sıdık Ruzi, Soros’un Radio Free Europe’unda çalışıyor. (Washington Post, David Montgomery, 9.7.2009)
* Ünlü akademisyen ve araştırmacı yazar Michel Chossudovsky, 2005 tarihli araştırmasında, Sincan Uygur bölgesindeki İslami örgütlerin, laik Çin’e karşı CIA desteği aldığını aktarıyor. CIA’yle bağlantılı olarak Pakistan istihbarat örgütü ISI, aralarında İslam Reform Partisi, Doğu Türkistan Ulusal Birlik İttifakı, Uygur Kurtuluş Örgütü, Doğu Asya Uygur Cihad Partisi’nin bulunduğu örgütlere hem mali destek sağlıyor, hem de bunlara eğitim veriyor. Adı geçen örgütlerin hedefi, bölgede bir halifelik kurabilmek. (Michel Chossudovsky, America's War on Terrorism, Global Research, Montreal, 2005, 2. Bölüm)
*Urumki olayları, Çin’in Komünist rejimin 60. yıl kutlamalarına hazırlandığı dönemde patlak veriyor.
Deniz Hakyemez
Odatv.com
10 Temmuz 2009
EYÜP CAN RABİYA KADİR'İ TANIYOR MU?
Geçtiğimiz günlerin en önemli gündemi Şincan’daki iç savaşvâri durum; ve Uygur Türkleri ile Han’lar arasındaki çatışmalardı. Bu çatışmalar Uygur Türkleri tarafından Çin Hükümeti’nin provokasyonu olarak nitelendirilirken; Çin Hükümeti, olayları, Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiya Kadir’in çıkardığını savunuyor. Rabiya Kadir, yıllardır Çin’e muhalif bir lider.
Kadir, nisan ayında çıkan bir kitapla da anılarını yazıya döktü. Kitabın adı Türkçe’ye Ejder Savaşçısı: Bir Kadının Çin’le barış adına verdiği epik mücadele olarak çevrilebilir. Henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olmasına rağmen, Eyüp Can, önceki gün yazdığı yazıda kitabın internette yayımlanan ilk bölümünü Türkçe’ye çevirdi ve kitabın tamamının Türkçe’ye çevrilmesini arzu ettiğini söyledi.
Kitap Kalespress yayınevi tarafından basıldı. Kalespress, Kenneth Kales’in kurduğu, çok uzak bir geçmişe sahip olmayan bir yayınevi. Az kitap basmalarına rağmen genellikle sansasyonel kitaplar yayınlıyorlar. Kadir’den önce Mussolini’nin oğlunun yazdığı bir kitabı bastılar. Kadir’in kitabını da, olayların çıkmasından bir iki ay önce Nisan 2009’da yayınlandı.
Kadir’in kitabı Amerika’da bazı kesimler tarafından çok olumlu karşılandı. Bunlardan en çok bilineni, eski Amerikan Devlet Başkanı George W. Bush. Bush, kitap ve yazar hakkında “Rabia gibi yetenekler, kendi ulusları için çok büyük kaynaklardır; Onlar, orduların silahlarından veya yeraltından çıkan petrolden çok daha değerlidirler” dedi. Aynı zamanda Amerikan senatörü ve Meclis Başkanı Nancy Pelosi de, Kadir’i insan hakları şampiyonu ilan etti ve Çin’de insan haklarını geliştirme çabalarından dolayı, ona, müteşekkir olduğunu söyledi. Aynı zamanda kitabın kapağındaki, bir başka dikkat çekici nokta ise Dalay Lama’ya gösterilen saygı. Dalay Lama’nın da Çin’e muhalefet ettiği; özellikle Tibet meseleleri sırasında Çin Hükümeti’ne karşı nasıl mücadele ettiğini belirtmek gerekir.
Bütün bu yazılardan sonra “acaba Eyüp Can, övdüğü bu kitabı kimlerin desteklediğini biliyor mu” sorusunu sormak zorundayız.
Odatv.com
12 Temmuz 2009
İŞTE TARAF İLE RABİYA KADİR’İN BAĞLANTISI
Çin’in Şincan bölgesindeki 5 Temmuzda başlayan etnik çatışma, tüm dünyanın gözlerini Çin’e çevirmesine sebep oldu. Uygurlar ve Hanlar arasında geçen çatışmalarda farklı kaynaklardan farklı ölü sayıları gelmekle birlikte, ölü sayısının en iyi ihtimalde bile 100’ün üzerinde olduğu düşünülüyor. Bunca insanın öldüğü bir çatışmanın sorumlusunun kimler veya neler olduğu ise önümüzde bir soru ve sorun olarak duruyor.
Türkiye’de, olayların sorumlusunun Hanlar olduğu yönünde genel bir kanı var
26 Haziran’da iki Uygur’un Hanlar tarafından öldürülmesinin bardağı taşıran son damla olduğu söyleniyor.Ancak yaşanan olayların Hanlar, Uygurlar ve Çin Devleti’nden başka önemli bir tarafı daha var.
NED (National Endowment for Democracy), Amerika’da bulunan ve sivil toplum organizasyonu olarak varlığını devam ettiren ve demokrasiyi geliştirmeyi ve yaymayı küresel düzeyde amaç edinmiş gözüken bir kuruluş. Devlet-dışı organizasyonlar (Non-governmental Organization) başlığı altında incelenen bir kuruluş. Yine de, tabii ki bu veriler, bize NED’in Kongre destekli olmadığını düşündürtmesin; çünkü Cumhuriyetçi ve Demokrat, her iki partinin de birden yakın ilişkilerde olduğu enstitüler NED’i açıktan destekliyor. Bunun sebebi, NED’in ABD’ye muhalif olan ya da ABD politikalarını tam desteklemeyen ülkelerde, muhalif azınlıkları açıktan desteklemesi olabilir. Myanmar’da olan olaylarda da rol aldığı söylenen NED, Sırbistan’dan Gürcistan’a, Kırgızistan’a kadar bir çok ülkede aktif halde. NED’in kuruluşunda rol alan Allen Weinstein’ın 1991 yılında söyledikleri dikkate değer: “Bugün yaptıklarımız, 25 yıl önce CIA tarafından gizlice yapıldı.” Bu cümledeki vurgu NED ile CIA’nın benzerliğidir ve NED’in içinden birinin bunu söylemesi çarpıcı.
Odatv okucuları NED’i iyi hatırlayacaklar…
Neden mi?
Odatv olarak NED’i pek çok kez haber konusu yapmıştık. Ancak okuyucularımız son haberimiz NED’in Taraf Gazetesi ile ilgisi idi. NED, Taraf Gazetesi’nin muhabir yetiştirme programlarını destekliyordu. Bunu bizzat NED yetkilileri de doğruluyordu.
Peki, NED’in Çin’de yaşanan olaylarla direk bağlantısı nedir, diye sorulabilir
Hemen belirteyim. Rabia Kader’in başkanlık yaptığı, Washington D.C. merkezli Dünya Uygur Kongresi, NED ile yakın ilişkilere sahip. NED’in Amerikan Kongresi tarafından fonlandığını belirtmiştik, NED de, demokrasiye hizmetlerinden dolayı, Dünya Uygur Kongresi’ne yılda 215.000 $, veriyor.
Devam edelim. Rabiya Kadir denilince bir de Erkin Alptekin ismi gözümüze çarpıyor. Hem Dünya Uygur Kongresi kurucularından hem de Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Organizasyonu’nun (UNPO) kurucularından. UNPO 1991’de kurulan ve Dünya Uygur Konferansı ile yakın ilişkileri olan bir kuruluş. Erkin Alptekin’in ikisinin de kurucularından olması, bu bilgiyi destekler nitelikte. UNPO’nun ilgi alanında olan ülkelerle NED’in ilgi alanında olan ülkelerin benzerliği dikkat çekici boyutta.
UNPO’da Çeçenler, Kırım Tatarları, Tibet gibi halklar bulunuyor
Erkin Alptekin’e geri gelelim. UNPO’nun 1991’de kurucularından birinin Erkin Alptekin olduğunu söylemiştim. Dikkat çeken nokta ise, bu sırada Erkin Alptekin’in Amerikan Hükümeti’ne bağlı bir kuruluşta çalışıyor olması. Erkin Alptekin US Information Agency adlı devlet kuruluşunda çalışırken, UNPO’yu kuruyor. Bu bağın son derece ilginç bir bağ olduğu kanaatindeyim. Bir diğer ilginç bağ ise UNPO ile Dünya Uygur Kongresi bağı. Nisan 2008 tarihinde UNPO ile Dünya Uygur Kongresi, NED’in finanse ettiği bir konferans veriyor; bu konferans hakkındaki bilgiler ve konferans süresince konuşulan konular gizli tutuluyor.
Böylece Amerikan Kongresi-NED- Dünya Uygur Konferansı-UNPO bağını yakalamış durumdayız. Olayların olduğu günlerde neler olduğuna göz atma vakti geldi.
Olayların 5 Temmuzda patlak verdiğini biliyoruz. Fark etmediğimiz ise olaylar yaşanırken, ABD’de 4 Temmuz günüydü, yani ABD halkının milli duygular ve bağımsızlıkla dolduğu bir gün. 4 Temmuz Amerikalıların bağımsızlık bayramıdır. Bu sırada olaylar başlıyor. Amerikan halkına olayları Fransız AFP bildiriyor ve sorumlunun Çinliler olduğunu, Çin polisinin ayrım gözetmeksizin Çinlileri vurduğunu söylüyor. Bildiren kişi Alim Seytoff. Alim Seytoff ise Washington’daki Uygur Amerikan Birliği’nin genel sekreteri. Bu haberden sonra, Çin haber ajansları, ne kadar olayları Hanlar değil, Uygurlar başlattı veya ölü sayısı o kadar fazla değil veya ölen Uygur sayısı ölen Han sayısından daha az, dese de artık bir kez Bay Seytoff bildirmiş, herkesi kendine inandırmış.
Peki Şincan’ın ne önemi var?
Bu bölgede istikrarsızlık, Çin’i nasıl etkiler? Şincan’ın Çin için önemi, boru hatlarından ve petrolünden geliyor. Kashagan’dan gelen Kazak petrolünün geliş yolu bu bölgeden geçiyor. Chinaoil’in aldığı Kaztransoil petrolü bu hattan geçmekte. Ayrıca petrol boru hattı, sadece petrol alışverişini değil, aynı zamanda iki ülkenin ilişkilerini de geliştiriyor. Ekonomik krizden etkilenen Kazaklar, Çin’den borç aldıklarında, bu borcun çoğunu petrole yatırıyorlar, bir anlamda bu boru hattına. Bu bölge sadece Çin ile Kazakistan’ı değil, Rusya’nın doğusunda kalan tüm eski Sovyet ülkeleri ile Çin’i ve de Çin ile Rusya’yı birbirine bağlıyor. Zaten bu bağlılıktan da Şangay İşbirliği Örgütü çıkıyor. Yakaterinburg’da yapılan Örgüt toplantısı ile Şincan olaylarının çıkış tarihlerinin yakınlığı ve yukarıda anlatılanlar, olayların Şangay İşbirliği Örgütü’ne karşı bir Amerikan işgüzarlığı mı olduğunu sorgulatıyor.
Doruk Cengiz
Odatv.com
Uygur olayları ile ilgili daha önce Odatv’de yayınlanan yazılar:
http://www.odatv. com/Siyaset/ 16854.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16859.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16839.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16828.html15 Temmuz 2009
--
"Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetişerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri, çok iyi incelemek dikkatinden, bir an vazgeçmesin!"
****
“Vatandaşlar! Vatanınızda herhangi bir şahsı, istediğinizi sevebilirsiniz; kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evlâdınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, millî mevcudiyetinizi bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir şahsa, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır. Bunun aksine hareket kadar büyük hata olamaz.” Mustafa Kemâl ATATÜRK-1925
__._,_.___
TÜRKİYE’YE GELEN RABİYA KADİR YASEMİN ÇONGAR’IN EVİNDE Mİ KALACAK?
Taraf gazetesinin Çin’deki olaylara ilişkin olarak ne denli “Türkçü” bir tavır takındığının farkında mısınız?
Kendi ülkesinde “Türklüğü’nden utanan” bir gazete, konu Uygur Türkleri olunca neden birden Türkçü kesiliyor?
İnsan haklarına saygısından mı?
Yoksa, Soros’un Açık Radyo’su (Radio Free Europe) da Kızıl Çin’e karşı Uygur Türkleri’ni desteklediği için mi?
Tunca Arslan konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı kaleme almış. Bana yalnızca, basınımızın her nedense aktarmaya değer bulmadığı bazı ilginç noktaları not etmek düşüyor.
*“Uygur Türkleri’nin anası” olarak tanıdığımız ve Türkiye vizesi vermeye hazırlandığımız Rabiya Kadir, kendi deyişiyle “Kültür Devrimi’nden sonra Uygur Türkleri’ne tanınan fırsatlarla” çamaşırcılıktan Çin’in en zengin yedinci kişisi durumuna gelmiş. (AlterNet ropörtajı, Richard Gale ve Gary Null, 24 Haziran 2009)
*Çin Komünist Partisi Ulusal Kongresi’ne yüksek rütbeli bir üye olarak kabul edilmiş. Uygur Türkleri Ulusal Kongre’de görev alabiliyor. *Kadir, Ulusal Kongre üyesiyken, Amerikan yetkililerine gizli belgeler vermekle suçlanıyor ve devlet sırlarını ifşa etmek suçundan 8 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. 6 yıl sonra salıveriliyor ve ABD’ye sığınıyor.
*Kadir, Amerika’da Uygur-Amerikan Derneği’nin ve Çin’in Urumki olaylarının arkasında olmakla suçladığı Dünya Uygur Kongresi’nin başkanlığına geliyor.
*Uygur-Amerikan Derneği ile Dünya Uygur Kongresi’nin en önemli mali destekçisi neo-con National Endowment for Democracy. NED geçtiğimiz yıl içinde bu iki kuruma 550.000$ yardımda bulunmuş. (Washington Post, David Montgomery, 9.7.2009)
* Rabiya Kadir’in eşi Sıdık Ruzi, Soros’un Radio Free Europe’unda çalışıyor. (Washington Post, David Montgomery, 9.7.2009)
* Ünlü akademisyen ve araştırmacı yazar Michel Chossudovsky, 2005 tarihli araştırmasında, Sincan Uygur bölgesindeki İslami örgütlerin, laik Çin’e karşı CIA desteği aldığını aktarıyor. CIA’yle bağlantılı olarak Pakistan istihbarat örgütü ISI, aralarında İslam Reform Partisi, Doğu Türkistan Ulusal Birlik İttifakı, Uygur Kurtuluş Örgütü, Doğu Asya Uygur Cihad Partisi’nin bulunduğu örgütlere hem mali destek sağlıyor, hem de bunlara eğitim veriyor. Adı geçen örgütlerin hedefi, bölgede bir halifelik kurabilmek. (Michel Chossudovsky, America's War on Terrorism, Global Research, Montreal, 2005, 2. Bölüm)
*Urumki olayları, Çin’in Komünist rejimin 60. yıl kutlamalarına hazırlandığı dönemde patlak veriyor.
Deniz Hakyemez
Odatv.com
10 Temmuz 2009
EYÜP CAN RABİYA KADİR'İ TANIYOR MU?
Geçtiğimiz günlerin en önemli gündemi Şincan’daki iç savaşvâri durum; ve Uygur Türkleri ile Han’lar arasındaki çatışmalardı. Bu çatışmalar Uygur Türkleri tarafından Çin Hükümeti’nin provokasyonu olarak nitelendirilirken; Çin Hükümeti, olayları, Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiya Kadir’in çıkardığını savunuyor. Rabiya Kadir, yıllardır Çin’e muhalif bir lider.
Kadir, nisan ayında çıkan bir kitapla da anılarını yazıya döktü. Kitabın adı Türkçe’ye Ejder Savaşçısı: Bir Kadının Çin’le barış adına verdiği epik mücadele olarak çevrilebilir. Henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olmasına rağmen, Eyüp Can, önceki gün yazdığı yazıda kitabın internette yayımlanan ilk bölümünü Türkçe’ye çevirdi ve kitabın tamamının Türkçe’ye çevrilmesini arzu ettiğini söyledi.
Kitap Kalespress yayınevi tarafından basıldı. Kalespress, Kenneth Kales’in kurduğu, çok uzak bir geçmişe sahip olmayan bir yayınevi. Az kitap basmalarına rağmen genellikle sansasyonel kitaplar yayınlıyorlar. Kadir’den önce Mussolini’nin oğlunun yazdığı bir kitabı bastılar. Kadir’in kitabını da, olayların çıkmasından bir iki ay önce Nisan 2009’da yayınlandı.
Kadir’in kitabı Amerika’da bazı kesimler tarafından çok olumlu karşılandı. Bunlardan en çok bilineni, eski Amerikan Devlet Başkanı George W. Bush. Bush, kitap ve yazar hakkında “Rabia gibi yetenekler, kendi ulusları için çok büyük kaynaklardır; Onlar, orduların silahlarından veya yeraltından çıkan petrolden çok daha değerlidirler” dedi. Aynı zamanda Amerikan senatörü ve Meclis Başkanı Nancy Pelosi de, Kadir’i insan hakları şampiyonu ilan etti ve Çin’de insan haklarını geliştirme çabalarından dolayı, ona, müteşekkir olduğunu söyledi. Aynı zamanda kitabın kapağındaki, bir başka dikkat çekici nokta ise Dalay Lama’ya gösterilen saygı. Dalay Lama’nın da Çin’e muhalefet ettiği; özellikle Tibet meseleleri sırasında Çin Hükümeti’ne karşı nasıl mücadele ettiğini belirtmek gerekir.
Bütün bu yazılardan sonra “acaba Eyüp Can, övdüğü bu kitabı kimlerin desteklediğini biliyor mu” sorusunu sormak zorundayız.
Odatv.com
12 Temmuz 2009
İŞTE TARAF İLE RABİYA KADİR’İN BAĞLANTISI
Çin’in Şincan bölgesindeki 5 Temmuzda başlayan etnik çatışma, tüm dünyanın gözlerini Çin’e çevirmesine sebep oldu. Uygurlar ve Hanlar arasında geçen çatışmalarda farklı kaynaklardan farklı ölü sayıları gelmekle birlikte, ölü sayısının en iyi ihtimalde bile 100’ün üzerinde olduğu düşünülüyor. Bunca insanın öldüğü bir çatışmanın sorumlusunun kimler veya neler olduğu ise önümüzde bir soru ve sorun olarak duruyor.
Türkiye’de, olayların sorumlusunun Hanlar olduğu yönünde genel bir kanı var
26 Haziran’da iki Uygur’un Hanlar tarafından öldürülmesinin bardağı taşıran son damla olduğu söyleniyor.Ancak yaşanan olayların Hanlar, Uygurlar ve Çin Devleti’nden başka önemli bir tarafı daha var.
NED (National Endowment for Democracy), Amerika’da bulunan ve sivil toplum organizasyonu olarak varlığını devam ettiren ve demokrasiyi geliştirmeyi ve yaymayı küresel düzeyde amaç edinmiş gözüken bir kuruluş. Devlet-dışı organizasyonlar (Non-governmental Organization) başlığı altında incelenen bir kuruluş. Yine de, tabii ki bu veriler, bize NED’in Kongre destekli olmadığını düşündürtmesin; çünkü Cumhuriyetçi ve Demokrat, her iki partinin de birden yakın ilişkilerde olduğu enstitüler NED’i açıktan destekliyor. Bunun sebebi, NED’in ABD’ye muhalif olan ya da ABD politikalarını tam desteklemeyen ülkelerde, muhalif azınlıkları açıktan desteklemesi olabilir. Myanmar’da olan olaylarda da rol aldığı söylenen NED, Sırbistan’dan Gürcistan’a, Kırgızistan’a kadar bir çok ülkede aktif halde. NED’in kuruluşunda rol alan Allen Weinstein’ın 1991 yılında söyledikleri dikkate değer: “Bugün yaptıklarımız, 25 yıl önce CIA tarafından gizlice yapıldı.” Bu cümledeki vurgu NED ile CIA’nın benzerliğidir ve NED’in içinden birinin bunu söylemesi çarpıcı.
Odatv okucuları NED’i iyi hatırlayacaklar…
Neden mi?
Odatv olarak NED’i pek çok kez haber konusu yapmıştık. Ancak okuyucularımız son haberimiz NED’in Taraf Gazetesi ile ilgisi idi. NED, Taraf Gazetesi’nin muhabir yetiştirme programlarını destekliyordu. Bunu bizzat NED yetkilileri de doğruluyordu.
Peki, NED’in Çin’de yaşanan olaylarla direk bağlantısı nedir, diye sorulabilir
Hemen belirteyim. Rabia Kader’in başkanlık yaptığı, Washington D.C. merkezli Dünya Uygur Kongresi, NED ile yakın ilişkilere sahip. NED’in Amerikan Kongresi tarafından fonlandığını belirtmiştik, NED de, demokrasiye hizmetlerinden dolayı, Dünya Uygur Kongresi’ne yılda 215.000 $, veriyor.
Devam edelim. Rabiya Kadir denilince bir de Erkin Alptekin ismi gözümüze çarpıyor. Hem Dünya Uygur Kongresi kurucularından hem de Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Organizasyonu’nun (UNPO) kurucularından. UNPO 1991’de kurulan ve Dünya Uygur Konferansı ile yakın ilişkileri olan bir kuruluş. Erkin Alptekin’in ikisinin de kurucularından olması, bu bilgiyi destekler nitelikte. UNPO’nun ilgi alanında olan ülkelerle NED’in ilgi alanında olan ülkelerin benzerliği dikkat çekici boyutta.
UNPO’da Çeçenler, Kırım Tatarları, Tibet gibi halklar bulunuyor
Erkin Alptekin’e geri gelelim. UNPO’nun 1991’de kurucularından birinin Erkin Alptekin olduğunu söylemiştim. Dikkat çeken nokta ise, bu sırada Erkin Alptekin’in Amerikan Hükümeti’ne bağlı bir kuruluşta çalışıyor olması. Erkin Alptekin US Information Agency adlı devlet kuruluşunda çalışırken, UNPO’yu kuruyor. Bu bağın son derece ilginç bir bağ olduğu kanaatindeyim. Bir diğer ilginç bağ ise UNPO ile Dünya Uygur Kongresi bağı. Nisan 2008 tarihinde UNPO ile Dünya Uygur Kongresi, NED’in finanse ettiği bir konferans veriyor; bu konferans hakkındaki bilgiler ve konferans süresince konuşulan konular gizli tutuluyor.
Böylece Amerikan Kongresi-NED- Dünya Uygur Konferansı-UNPO bağını yakalamış durumdayız. Olayların olduğu günlerde neler olduğuna göz atma vakti geldi.
Olayların 5 Temmuzda patlak verdiğini biliyoruz. Fark etmediğimiz ise olaylar yaşanırken, ABD’de 4 Temmuz günüydü, yani ABD halkının milli duygular ve bağımsızlıkla dolduğu bir gün. 4 Temmuz Amerikalıların bağımsızlık bayramıdır. Bu sırada olaylar başlıyor. Amerikan halkına olayları Fransız AFP bildiriyor ve sorumlunun Çinliler olduğunu, Çin polisinin ayrım gözetmeksizin Çinlileri vurduğunu söylüyor. Bildiren kişi Alim Seytoff. Alim Seytoff ise Washington’daki Uygur Amerikan Birliği’nin genel sekreteri. Bu haberden sonra, Çin haber ajansları, ne kadar olayları Hanlar değil, Uygurlar başlattı veya ölü sayısı o kadar fazla değil veya ölen Uygur sayısı ölen Han sayısından daha az, dese de artık bir kez Bay Seytoff bildirmiş, herkesi kendine inandırmış.
Peki Şincan’ın ne önemi var?
Bu bölgede istikrarsızlık, Çin’i nasıl etkiler? Şincan’ın Çin için önemi, boru hatlarından ve petrolünden geliyor. Kashagan’dan gelen Kazak petrolünün geliş yolu bu bölgeden geçiyor. Chinaoil’in aldığı Kaztransoil petrolü bu hattan geçmekte. Ayrıca petrol boru hattı, sadece petrol alışverişini değil, aynı zamanda iki ülkenin ilişkilerini de geliştiriyor. Ekonomik krizden etkilenen Kazaklar, Çin’den borç aldıklarında, bu borcun çoğunu petrole yatırıyorlar, bir anlamda bu boru hattına. Bu bölge sadece Çin ile Kazakistan’ı değil, Rusya’nın doğusunda kalan tüm eski Sovyet ülkeleri ile Çin’i ve de Çin ile Rusya’yı birbirine bağlıyor. Zaten bu bağlılıktan da Şangay İşbirliği Örgütü çıkıyor. Yakaterinburg’da yapılan Örgüt toplantısı ile Şincan olaylarının çıkış tarihlerinin yakınlığı ve yukarıda anlatılanlar, olayların Şangay İşbirliği Örgütü’ne karşı bir Amerikan işgüzarlığı mı olduğunu sorgulatıyor.
Doruk Cengiz
Odatv.com
Uygur olayları ile ilgili daha önce Odatv’de yayınlanan yazılar:
http://www.odatv. com/Siyaset/ 16854.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16859.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16839.html
http://www.odatv. com/Siyaset/ -16828.html15 Temmuz 2009
--
"Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetişerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri, çok iyi incelemek dikkatinden, bir an vazgeçmesin!"
****
“Vatandaşlar! Vatanınızda herhangi bir şahsı, istediğinizi sevebilirsiniz; kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evlâdınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, millî mevcudiyetinizi bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir şahsa, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır. Bunun aksine hareket kadar büyük hata olamaz.” Mustafa Kemâl ATATÜRK-1925
__._,_.___